Bahar Aksu cinayeti, Türkiye'nin gündemini uzun süre meşgul eden olaylardan biri oldu. Genç yaşta hayatını kaybeden Bahar Aksu’nun katilinin kimliği ve nedeni, olayın yaşandığı günlerden itibaren toplumda büyük bir merak ve infial uyandırdı. Rüstem Elibol'un, Bahar Aksu'yu neden ve nasıl öldürdüğü, cinayet davasının seyriyle birlikte yavaş yavaş gün yüzüne çıkmaya başladı. Şimdi ise mahkeme sürecinin sonucu olarak Rüstem Elibol'a istenen ceza, birçok insan tarafından dikkatle takip ediliyor.
Bahar Aksu, 1995 doğumlu, üniversite öğrencisi, hayalleri ve umutları olan bir gençti. Aile dostları ve arkadaşları tarafından sevgi dolu bir insan olarak tanımlanan Aksu, çalışkanlığı ve azmiyle tanınmaktaydı. Bahar'ın hayalleri arasında bir gün kendi işini kurmak ve topluma faydalı bir birey olmak vardı. Ancak hayatının baharında, 2023 yılında Rüstem Elibol tarafından gerçekleştirilen cinayet, onun geleceğini acımasız bir şekilde sonlandırdı.
Cinayet, Bahar Aksu’nun ikamet ettiği şehirde meydana geldi. Elibol’un, Bahar’ın evine girmesi ve burada yaşanan tartışmanın sona ermesiyle birlikte, tüm Türkiye bu trajik olaya tanık oldu. Elibol'un, Aksu'ya fiziksel saldırıda bulunarak onun yaşamına son vermesi, olayın ardından gözaltına alınmasıyla sonuçlandı. Dava süreci başlatıldı ve mahkemede ifadesi alınan Elibol’un, cinayetle ilgili çeşitli suçlamalarla karşı karşıya olduğu bildirildi.
Davalı Rüstem Elibol'un duruşmaları, hem Aksu'nun ailesi hem de kamuoyu tarafından yakından takip edildi. Elibol'un cinayeti işlediği günden bu yana, birçok delil toplandı ve ifade süreçleri gerçekleştirildi. Rüstem Elibol, cinayet günü Bahar Aksu’yla yaşadığı tartışmanın ardından, olay anında duygu karmaşası içinde olduğunu savundu. Ancak Adli Tıp Kurumu, Bahar Aksu’nun ölümüne yol açan başlıca nedenlerin, Elibol’un sert davranışları ve öfke patlamaları olduğunu belirtti.
Mahkeme sürecinin ilerlemesiyle birlikte, Bahar Aksu'nun ailesi, Rüstem Elibol'a en ağır cezanın verilmesini talep etti. Dava dosyasında yer alan deliller ve tanık ifadeleri, davanın seyrini etkileyerek Elibol için talep edilen cezanın alt sınırının 25 yıl hapis olduğu bilgisini beraberinde getirdi. Ancak, kamuoyunda yaşanan tepkiler ve Bahar Aksu'nun yaşamı üzerinde bıraktığı derin etki, bu talebin toplumda nasıl yankı bulacağını sorgulattı.
İstenen cezanın sonucu, yalnızca bir bireyin kaderini değil, aynı zamanda kadına yönelik şiddetle mücadelede atılacak adımları da yakından etkiliyor. Dava sürecinde yaşanan gelişmeler ve nihai karar, toplumda cesur kadınların haklarını savunan bir inisiyatif yaratmak adına önemli bir dönüm noktası olabilir. Bahar Aksu'nun cinayeti, sadece bir intihar değil, aynı zamanda sistemin nasıl çalıştığını sorgulama fırsatı sunuyor.
Bu cinayet sonrası yürütülen kampanyalar, Bahar Aksu'nun anısını yaşatmak ve benzer olayların önüne geçmek için halkı bilgilendirmeyi hedefliyor. Bahar’ın başına gelenler, hala adaletin sağlanması için mücadele eden ailelerin ve aktivistlerin gözünde, kadına yönelik şiddet üzerine yapılması gereken çalışmaları ve psikolojik yardım programlarını gündeme taşıyor.
Rüstem Elibol’un davası, sadece bir cinayet davası değil; aynı zamanda toplumun kadınlara yönelik tutumunu yansıtması açısından büyük önem teşkil ediyor. Ceza talebinin sonuçlanmasıyla birlikte, herkes adaletin ne şekilde tecelli edeceğini ve toplumda hangi değişimlerin yaşanacağını merakla bekliyor.
Bahar Aksu’nun cinneti, sadece bireysel bir dram değil; aynı zamanda kadına yönelik şiddet sorununun büyüklüğünü bir kez daha gözler önüne seriyor. Sadece Aksu’nun hikayesi değil, benzer pek çok hikaye, hala adalet arayışında ve güçlü bir değişim isteğiyle toplumda yankı bulmayı bekliyor.