İran, Orta Doğu'nun jeopolitik dengeleri içinde önemli bir aktör olmaya devam ederken, son günlerde artan gerginlikler uluslararası ilişkilerdeki kırılganlıkları daha da derinleştiriyor. Özellikle ABD ile İran arasındaki geçmişten gelen sorunlar, Tahran'ın askeri stratejilerini ve olası misilleme hamlelerini nasıl şekillendirdiği konusunda endişeleri artırıyor. Bu bağlamda, İran'ın füzelerini hazırlama süreci ve olası misilleme senaryoları, dünya çapında dikkatle takip edilmeye başlandı. İşte, İran'ın ABD'ye gerçekleştirebileceği üç farklı senaryo.
Birinci senaryoya göre, ABD'nin İran’a yönelik bir askeri operasyon düzenlemesi durumunda, Tahran doğrudan askeri güç kullanarak misilleme yapabilir. İran, mevcut füze deposunu etkin bir şekilde kullanarak, stratejik hedeflere yönelmiştir. Bu tür bir saldırının hemen ardından, İran’ın Füze Kuvvetleri, İsrail ve Suudi Arabistan gibi bölgedeki müttefik ülkelere yönelik önleyici saldırılarda bulunabilir. Bu tür bir askeri yanıt, Orta Doğu'daki jeopolitik istikrarsızlığı daha da artırarak bölgesel bir çatışmaya yol açabilecek potansiyele sahiptir.
İkinci senaryo, İran’ın asimetrik savaş taktiklerine başvurmasıdır. Tahran, doğrudan bir askeri yanıt vermek yerine, çeşitli gerilla savaş taktiklerini ve siber saldırıları kullanmayı tercih edebilir. Bu bağlamda, İran destekli milis grupları aracılığıyla özellikle Irak, Suriye ve Lübnan gibi ülkelerdeki Amerikan hedeflerine yönelik saldırılar düzenleyebilir. Aynı zamanda, siber savaş alanında da siber saldırılarla ABD'nin kritik altyapılarını hedef alarak, istihbarat ve güvenlik ağlarını sarsmayı amaçlayabilir. Bu tür bir asimetrik yanıt, İran’ın daha az görünür bir şekilde, ancak etkili olabilecek bir misilleme stratejisi ortaya koymasına olanak tanıyacaktır.
Üçüncü senaryo, İran'ın olası bir saldırıya karşı diplomatik ve ekonomik yanıtlar vermesi üzerine kuruludur. Bu durumda İran, uluslararası platformda çeşitli ittifaklar kurarak, ülkelerle olan ilişkilerini derinleştirebilir. Özellikle Rusya ve Çin ile olan işbirliklerini güçlendirerek, ABD'nin uyguladığı ekonomik yaptırımlara karşı bir koalisyon oluşturma çabalarının ön plana çıkacağı görülmektedir. Ayrıca, petrol fiyatları üzerinde etkili olma arzusu doğrultusunda, Tahran, stratejik olarak petrol ihracatında kısıtlamalara gidebilir. Böylece, hem küresel enerji pazarlarını etkileyecek, hem de ABD ve müttefiklerine baskı yapabilecektir.
Sonuç olarak, İran'ın silah gücünü artırma ve askeri stratejilerini geliştirme çabaları, uluslararası barış ve güvenliği tehdit eden bir boyut kazanabilir. Tahran'ın, beklenen askeri hamleleri ve bu bağlamda ABD’ye yönelik olası misilleme senaryoları, bölgedeki dengeleri etkileyecek önemli bir unsur olarak dikkat çekiyor. Uzmanlar, bu tür senaryoların gerçekleşmesi durumunda, daha geniş kapsamlı bir çatışmanın kaçınılmaz olabileceği konusunda uyarılarda bulunuyor.