Son dönemde Orta Doğu'da yaşanan tırmanma, bölgedeki ülkeler ve uluslararası toplum için kaygı verici bir durum ortaya çıkarmaktadır. Türkiye’nin önde gelen siyasetçilerinden biri olan Keçeli, İsrail’in Suriye’de yürüttüğü hava saldırılarına karşı güçlü bir tepki göstererek, bu eylemlerin hemen son bulması gerektiğini ifade etti. Keçeli’nin bu konudaki açıklamaları, bölgenin istikrarı açısından büyük önem taşımaktadır.
Keçeli, Suriye’nin içinde bulunduğu karmaşık siyasi ortamda, İsrail’in hava saldırılarının hem Suriye’nin egemenliğine hem de bölgesel barışa zarar verdiğini belirtti. Uzun yıllardır devam eden iç savaşın ardından Suriye, hâlâ toparlanma aşamasındayken, dış müdahalelerin bu süreci daha da karmaşık hale getirdiğini vurguladı. Keçeli, bu tür askeri müdahalelerin, Suriye’nin yanında diğer komşu ülkeler üzerindeki olumsuz etkilerinin de göz önünde bulundurulması gerektiğini dile getirdi.
Keçeli, uluslararası toplumun bu duruma kayıtsız kalmaması gerektiğini, Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşların bu tür saldırılara karşı sesini yükseltmesinin önemine değindi. Ayrıca, bölgedeki ülkelerin iş birliği yaparak, barışçıl bir çözüm için ortak çabalar gösterebileceğini ifade etti. Savaş, yıkım ve insani krizlerin önüne geçmek için diplomasi ve diyalog yolunun tercih edilmesi gerektiğinin altını çizen Keçeli, “Artık yeter!” dedi.
Savaşın yarattığı yıkım ve insani kriz, Suriye’yi uluslararası gündemin en üst sıralarına taşıdı. Sivil yerleşim alanlarına yönelik hava saldırıları, masum insanların hayatını kaybetmesine ve yerinden edilmesine yol açarken, Keçeli, bu durumun bir an önce sona ermesi için acil adımlar atılması gerektiğini vurguladı.
Keçeli, ayrıca Türkiye’nin bu konudaki duruşunun da belirleyici olduğunu belirtti. Türkiye’nin, Suriye’deki yerel güçlerle iş birliği yaparak, hem güvenliği sağlama hem de insani yardımları ulaştırma konusunda öncü bir rol üstlenmesi önemlidir. Aynı zamanda, Türkiye’nin diplomatik kanallar aracılığıyla Suriye hükümeti ve diğer bölgesel aktörlerle geliştireceği yapıcı diyaloglar, kalıcı bir barış için zemin oluşturabilir.
Bu bağlamda, Keçeli, barış görüşmelerinin hızlandırılması için Türkiye’nin öncülük etmesi gerektiğini ifade etti. “Binlerce masum insanın hayatını kaybetmesine, çocukların savaşın pençesinde büyütülmesine izin vermemeliyiz,” diyen Keçeli, herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerektiğine dikkat çekti.
Sonuç olarak, Keçeli’nin çağrısı, yalnızca Suriye halkı için değil, tüm Orta Doğu için bir umut ışığıdır. Uluslararası toplumun, insani krizin derinleşmesine neden olan tüm askeri müdahaleleri durdurması ve barış için ortak bir zemin oluşturması, bölgedeki barış ve istikrarı sağlamak adına elzemdir. Bu noktada, diplomasi ile atılacak adımlar, kalıcı bir barışın teminatı olabilir.