İstanbul, dünya diplomasi sahnesinde önemli bir rol oynamaya devam ediyor. 2023 yılı itibarıyla, uluslararası çatışmalar ve krizler açısından kritik bir dönemden geçen şehir, ikinci barış zirvesine ev sahipliği yaptı. Zirve, temel olarak büyük güçlerin arasındaki stratejik ilişkileri gözler önüne sererken, özellikle Rusya’nın lideri Vladimir Putin ile ABD’nin eski başkanı Donald Trump arasındaki dinamikleri anlamaya yönelik tespitler ortaya koydu. Zirvenin gündem maddeleri arasında bölgesel güvenlik, ekonomik işbirliği ve kriz çözme stratejileri ön plandaydı.
İstanbul’daki barış zirvesinin temel amacı, dünya genelinde barışın sağlanması ve uluslararası işbirliğinin artırılması olarak belirlendi. Zirveye üst düzey devlet temsilcileri, diplomatik ekipler ve uzmanlar katıldı. Bu yılki zirveye sürpriz bir katılım gösteren isimlerden biri de, Putin’in yanı sıra, Trump’ın strateji ekibinden bazı isimler oldu. Katılımcılar, barışın sağlanmadığı takdirde, uluslararası sistemin nasıl tehlikeye gireceği konusunda fikir alışverişinde bulundu. Uzmanlar, özellikle Doğu Avrupa’da artan gerilimlerin çözümü için diplomasi kanallarının açık tutulmasını vurguladı.
Putin ve Trump, zirvede ele alınan taktiksel oyunların merkezindeki iki ana figür olarak dikkat çekti. Peki, bu iki liderin stratejileri uluslararası ilişkileri nasıl şekillendiriyor? Katılımcılar, her iki liderin de kendi ülkelerinin ulusal çıkarlarını korumak adına yaptığı hamlelerin yanı sıra, karşılıklı olarak birbirlerini nasıl etkilediklerini de masaya yatırdı. Putin, ABD'nin politikalarını yönlendirmeye çalışırken, Trump’ın da Rusya ile olan ilişkilerini düzeltebilmek adına bazı taktikler geliştirdiği ifade ediliyor. Bu bağlamda, zirve boyunca yapılan tartışmalar, her iki liderin de barışın sağlanması açısından kritik olduğunu ortaya koydu.
Uluslararası ilişkilerdeki bu tür zirveler, sadece liderlerin yüz yüze gelmesi için bir fırsat değil, aynı zamanda ülkeler arasındaki gerginliklerin azaltılması ve işbirliklerinin artırılması adına da bir platform sunuyor. İstanbul’daki barış zirvesi, ülkeler arası diyalog süreçlerini güçlendirerek, doğrudan barışın geleceği üzerinde olumlu bir etki yaratmayı amaçlıyor.
Dolayısıyla, katılımcılar, diplomasi ve barışın sağlanmasında liderlerin aldığı pozisyonların ve uyguladığı stratejilerin ne denli önemli olduğunu vurguladı. Zirvenin sonuç bildirgesinde, uluslararası toplumun barış ve güvenlik adına atacağı adımların altı çizildi. Barışın, yalnızca ülkeler arasındaki ilişkiler için değil, aynı zamanda bölgede yaşayan halklar için de kritik bir öneme sahip olduğu dile getirildi.
Sonuç olarak, İstanbul’da gerçekleştirilen ikinci barış zirvesi,Rusya ve ABD gibi büyük güçlerin arasındaki dinamiklerin yanı sıra, uluslararası ilişkilerin geleceği konusunda önemli ipuçları verdi. Uzmanlar, bu tür zirvelerin devam etmesi gerektiği ve barışın sağlanması için sürekli bir diyalog platformuna ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor. Barışın sağlanmasında en etkili yolun, karşılıklı anlayış ve işbirliği olduğunu vurgulayan katılımcılar, savaş ve çatışmalara son vermek için uluslararası alanda barışçıl çözümlerin ön plana çıkmasını gerektiğini savundu.