Son yıllarda şehirlerde artan madde bağımlılığı sorunları, toplumun huzurunu ciddi şekilde tehdit eder hale geldi. Özellikle gençlerin hedef aldığı bu bağımlılık, sadece bireyleri değil, aileleri ve toplulukları da derinden etkileyen bir kriz haline geldi. Bu kapsamda, geçtiğimiz günlerde yaşanan bir olay, madde bağımlılığına karşı toplumun tepkisini çarpıcı bir biçimde gözler önüne serdi. Olay, öncelikle bir grup vatandaşın, sokaklarda rahatsızlık veren bir madde bağımlısına karşı başlattığı eylemle başladı ve sonrasında 'meydan dayakları' adı altında yayıldı.
Meydan dayakları, halkın sokaklarda madde bağımlılarının oluşturduğu tehlikeye karşı kendi kendini savunması olarak tanımlanabilir. Olay, bir mahallenin sokaklarında sürekli olarak rahatsızlık veren, camları kırmakla tehdit eden ve çevresindekilere zarar vermeye çalışan bir madde bağımlısının, bölge sakinleri tarafından köşe kapmaca oynayarak sıkıştırılmasıyla başladı. Bu sırada, bir grup genç, bağımlının bu davranışlarına daha fazla dayanamayarak müdahale etti ve bir nevi ‘adalet sağlamak’tan öteye geçen bir davranış sergiledi. Darp edilen bağımlı, olay sonrası hastaneye kaldırıldı.
Bu olay, gerek sosyal medya, gerekse basın yoluyla hızla yayıldı. Birçok kişi, bu tür tepkilerin Türkiye genelinde artmasını beklediğini ifade etti. Herkesin dilinde aynı soru dolaşıyor: "Böyle bir eylem gerçekten doğru mu?" Olayın her iki tarafında da farklı görüşler dile getirilmekte. Bazıları, insanları rahatsız eden bir soruna karşı mücadele etmenin meşru olduğunu savunurken, diğerleri bu yöntemlerin canilik ve şiddeti artıracağını düşünüyor.
Olayın yaşanmasından sonra, toplumda oluşan tepkiler oldukça çeşitliydi. Çeşitli STK'lar ve bağımlılık tedavisiyle uğraşan kuruluşlar, bu tür eylemlerin sorunları çözemeyeceğini, aksine durumu daha da kötü hale getireceğini belirttiler. "Madde bağımlılığı bir sağlık sorunudur. Bu tarz müdahaleler, madde bağımlısını sadece daha da baskı altında bırakmakla kalmaz, aynı zamanda tedaviye yönelik adımların atılmasını engeller," diye ifade eden uzmanlar, toplumun bu durum karşısında daha yapıcı çözümler bulması gerektiğine dikkat çektiler.
Diğer taraftan, bazı mahalle sakinleri ve esnaflar, meydan dayaklarının bazı olumlu sonuçlar doğurduğunu düşünüyor. "Artık sokakta daha huzurluyuz. Önceden sürekli bizi rahatsız eden o adamı görünce korkuyorduk," diyen bir esnaf, yaşanan bu olayın ardından mahallede bir tür boşluk hissedildiğini dile getirdi. Ancak, bu fikre sahip olanların sayısı giderek azalıyor. Her geçen gün, bağımlılıkla mücadele konusunda daha fazla insanın sesini çıkarması ve sorunun gerçek nedenlerine dikkat çekmesi gerektiği belirtiliyor.
Madde bağımlılığı, tek bir kişinin probleminin ötesinde, tüm toplumun etkilendiği ciddi bir sağlık sorunudur. Hem ekonomik, hem sosyal hem de psikolojik boyutları olan bu sorunu çözmek için toplum olarak daha birleşik bir çaba içerisine girmemiz gerektiği açık. Yoksa, olayların daha da büyümesine ve daha tehlikeli bir hale gelmesine şahitlik edeceğiz. Hükümetin, yerel yönetimlerin ve toplumun iş birliği içinde bir araya gelerek, bağımlılıkla mücadele konusuna daha fazla özen göstermesi gerekiyor.
Bu olay, insanların madde bağımlılığına karşı olan öfkelerini bir yere kadar anlaşılıyor. Ancak bu öfkenin nasıl yönlendirilmesi gerektiği, nereye doğru bir adım atılması gerektiği ve sorunun nasıl çözüleceği noktasında daha fazla düşünmek, çalışmak ve toplumsal projeler üretmek büyük önem taşıyor. Unutulmamalıdır ki; her birey, bu bağlılıktan kurtulma şansına sahip bir insandır ve bizler, bu şansı ona sunmak zorundayız.