Nobel Ekonomi Ödülü sahibi Daniel Kahneman, sadece akademik başarıları ile değil, aynı zamanda yaşamına son verme şekliyle de dünya gündemine oturdu. Kahneman, 2023 yılı ekim ayında, yıllardır süren sağlık sorunları ve yaşam kalitesinin düşmesiyle “yardımlı intihar” hakkını kullanarak hayatına son verdi. Bu trajik olay, yalnızca bireysel bir kayıp değil, aynı zamanda etik ve yasal tartışmaların alevlenmesine yol açan bir durum olarak değerlendiriliyor.
Daniel Kahneman, 1934 yılında Tel Aviv’de doğmuş, 1979 yılında psikoloji ve ekonomi alanındaki çalışmalarıyla Nobel Ekonomi Ödülü'ne layık görülmüştü. Kahneman, insan davranışlarını inceleme alanındaki pioneering çalışmalarıyla tanınmış ve “behavioral economics” (davranışsal ekonomi) dalını geliştirmiştir. Bu süreçte, bireylerin karar alma süreçlerindeki psikolojik etkileri bilimsel bir perspektifle ortaya koyarak, ekonomi biliminin nasıl işlediği üzerine önemli katkılarda bulunmuştur.
Kahneman’ın en önemli eserlerinden biri olan “Thinking, Fast and Slow” (Hızlı ve Yavaş Düşünme), binlerce insan üzerinde yaptığı deneylerin sonuçlarını barındırarak, insanların nasıl düşündüğüne dair derinlemesine bir bakış sunmaktadır. Bu kitap, dünya genelinde büyük bir ilgi görerek çok sayıda dile çevrilmiş ve geniş bir kitleye ulaşmıştır. Kahneman, aynı zamanda sosyal bir birey olarak yardımseverliği ile de tanınmış, birçok sosyal sorunun çözümüne katkıda bulunmuştur.
Kahneman’ın intiharına sebep olan nedenlerin başında uzun süre mücadele ettiği sağlık sorunları ve yaşam kalitesindeki düşüş yer almaktadır. Çeşitli hastalıklar nedeniyle günlük yaşamında büyük zorluklar yaşayan Kahneman, hayatının son dönemlerinde aldığı kararın arkasında yatan nedenleri düşünerek, bu konuda etik bir tartışma başlatmıştır. Yardımlı intihar, birçok ülkede yasal bir uygulama haline gelirken, etik açıdan tartışmalı bir konu olmayı sürdürmektedir.
Kimi ülkelerde, hastalık nedeniyle acı çeken bireylerin bu hakka sahip olmaları gerektiği düşünülse de, diğer yandan bu kararların kişisel ve toplumsal etkileri üzerine ciddi tartışmalar yapılmaktadır. Kahneman’ın bu kararı, sağlık sistemleri ve intihar hakkı konusunda daha geniş bir tartışmanın kapılarını aralamaktadır. Uzmanlar, bu durumun sadece bireysel bir tercih değil, aynı zamanda sağlık, bakım ve yaşam kalitesi ekseninde derinlemesine ele alınması gereken bir konu olduğunu vurgulamaktadır.
Öte yandan, Kahneman’ın yaşadığı zorlukların, bireylerin bu tür kararlar almalarındaki etkisi, toplumun bu tip durumlara yönelik anlayışını gözler önüne sermektedir. Bu durum, mental sağlık, sosyal destek sistemleri ve bireysel haklar gibi önemli konuların yeniden değerlendirilmesine sebep olmaktadır.
Sonuç olarak, Daniel Kahneman’ın trajik ölümü, sadece bir akademisyenin kaybı değil, aynı zamanda toplumumuzda yardımlı intihar üzerine yürütülecek tartışmaların başlangıcı olmuştur. Ekonominin ve psikolojinin kesişim noktasında duran bu büyük düşünürün hatırası, tartışmaların ötesinde, milyonlarca insanın yaşadığı zorlu durumlara ışık tutmaya devam edecektir. Kahneman’ın hayatı ve ölümü, bir ömür boyu süren araştırma ve incelemelerin yanı sıra, etik ve insani değerler üzerinde düşünmemiz için bir fırsat sunuyor.