Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), son dönemde viral olan "Sokak Kedisi" isimli sosyal medya hesabının sahibi Ebru Uzun Oruç’un bazı paylaşımları nedeniyle suç duyurusunda bulundu. Bu durum, hem sosyal medya kullanıcıları hem de hayvansever topluluklar arasında büyük bir tartışma yarattı. Sokak kedileri gibi hayvanların yaşam hakları ve korunması konusunda farkındalık yaratan bu tür hesaplar, çoğu zaman olumsuz geri dönüşler alabiliyor. Ancak RTÜK’ün yaptığı bu suç duyurusu, sosyal medyanın nasıl bir denetim mekanizmasına tabi olması gerektiğini yeniden gündeme getirdi.
RTÜK'ün Ebru Uzun Oruç hakkında yaptığı suç duyurusunun arka planında, kullanıcıların tepkisinin yanı sıra, paylaşımların içerikleri de yer alıyor. RTÜK, Oruç’un yaptığı bazı paylaşımların çocuklar üzerinde olumsuz etkiler oluşturduğunu iddia ediyor. Ayrıca bu tarz içeriklerin, genel ahlak kurallarına ve toplumun değer yargılarına aykırı olduğunu savunuyor. Uzun Oruç’un, sokak kedileriyle ilgili yaptığı mizahi ve eğlenceli paylaşımlar, bazı kullanıcılar tarafından yanlış anlaşılarak eleştiri konusu haline getirilmişti. RTÜK'ün bu hamlesi, sosyal medya hesaplarındaki içeriklerin denetlenmesi gerektiği düşüncesini destekler nitelikte.
Bu olay, sosyal medya platformlarında kullanıcıların paylaşımlarının ne kadar özgür olup olmaması gerekliliğini sorgulatıyor. Bir sosyal medya hesabının sahibi olarak Ebru Uzun Oruç, içeriklerinin amacı ve genel toplumsal kabul edilebilirliği konusunda dikkatli olmalı. Bu bağlamda, hayvanlar üzerinde yapılan alaycı veya mizahi paylaşımlar, bazı kesimler tarafından hoş karşılanmadığı gibi, RTÜK gibi denetim organlarının da dikkatini çekiyor. Ebru Uzun Oruç’un durumu, sosyal medya kullanıcılarını düşünmeye sevk ederken, ‘Sosyal medyada ne kadar özgürüz?’ sorusunu akıllara getiriyor.
Oruç'un "Sokak Kedisi" hesabı, başta hayvan severler olmak üzere birçok kişi tarafından destekleniyor ve takip ediliyor. Ancak RTÜK’ün yaptığı suç duyurusu, konuya bir ciddiyet getirdi ve sosyal medya platformlarında paylaşımların ciddiyetini sorgulattı. Hayvanların korunması konusunda yapılacak paylaşımlar, dikkatli bir dille içerik üretimi gerektirebilir. Bu noktada, Ebru Uzun Oruç ve benzeri hesapların daha dikkatli olması gerektiği söylenebilir. Özgür bir platformda, paylaştıkları içeriklerin sosyal sorumluluğunu taşıdıklarının bilincinde olmaları önem taşımaktadır.
Son olarak, Ebru Uzun Oruç’un yaşadığı bu durum, sosyal medya ve RTÜK arasındaki ilişkinin nasıl bir denge içinde olması gerektiği konusunda yeni tartışmaları da beraberinde getirebilir. Tüketicilerin özgürlükleri ile denetim organlarının sorumlulukları arasında bir denge kurulabilmesi için, sosyal medya platformlarının içeriğine yönelik daha net kurallar getirilmesi gerekmektedir. Özellikle, toplumu etkileyen ve kamuya açık paylaşımlar yapan hesapların içeriklerine yönelik daha dikkatli bir yaklaşım benimsemesi gerekiyor.